Sultanahmet Meydanı'nın kalbinde, antik Hipodrom'un yankılarının hâlâ hissedildiği Ritus Hotel, konaklamaktan çok daha fazlası; bir deneyim oteli. Her koridor, her süit ve her köşe, oteli canlı bir galeriye dönüştüren özenle seçilmiş sanat eserleriyle sanatsal bir bakış açısıyla dekore edilmiş.
Konuklarımız, Türk kültürüne dayanan ritüellerle karşılanır: Dumanı tüten bir fincan Türk kahvesi, tatlı lokum lokmaları ve taze pişmiş zeytinli ballı ekmeğin rahatlatıcı kokusu. Antik Roma'da bu ekmekler, zaferlerin, hasatların ve mevsim dönümlerinin büyük kutlamalarında Hipodrom'da paylaşılırdı. Ritus'ta, bu geleneği geleceğe taşıyor ve konuklarımızla yeni bir günün sevincini kutlamanın bir yolu olarak her sabah kahvaltıda sunuyoruz. Tarih ve misafirperverlikten örülmüş bu ritüeli paylaşarak, gününüze sıcaklık, bereket ve aidiyet duygusuyla başlamanızı rica ediyoruz. Duvarlarımızın arasında tasarım sadece bir dekor değil, aynı zamanda bir diyalogdur; zamansız zarafetle çağdaş ruhu harmanlar. Kapılarımızın ardında şehir ayaklarınızın altında uzanıyor: Ayasofya, Sultanahmet Camii, Kapalıçarşı ve Topkapı Sarayı sadece yürüme mesafesinde. Ritus Hotel'de, ritüellerin gücüne inanıyoruz; kalıcı anılar olarak kalan küçük jestler. Sıcak karşılamalardan özenle seçilmiş lezzet anlarına kadar her detay, İstanbul'un ritmine saygı göstermek, sizi duraklamaya, tadını çıkarmaya ve ait olmaya davet etmek için tasarlandı.